Erzincan'da geçen bu dokunaklı hikaye, Palanga köyünde yaşanan trajik bir olayı anlatmaktadır. İbiş Ağa'nın evine yapılan saldırı sonucunda hem kendisi hem de eşi Hanım Ağa vurularak hayatlarını kaybetmiştir. Bu acı olayın ardından İbiş Ağa'nın cenazesi yıkanırken, sevenlerinden biri tarafından söylenen bu türkü, olayın üzücü atmosferini yansıtmaktadır.
Türkünün sözlerindeki "Erzincan'da bir kuş var, kanadında gümüş var" şeklindeki sembolik ifade, belki de İbiş Ağa'nın gücünü ve zenginliğini simgelemektedir. Ancak sonrasında gelen trajik olaylar bu gücün ne kadar geçici ve savunmasız olduğunu göstermiştir. Türkünün devamında da dağlar, gök, bulut ve ağlamalar gibi doğa unsurları kullanılarak acı ve üzüntü ifade edilmektedir.
Türkünün hikayesi, dönemin sosyal yapısını ve yaşanan acı olayların yankılarını da yansıtmaktadır. Bu türkü, geleneksel Türk müziği mirasının bir parçası olup, tarihsel bir olayın izlerini taşımaktadır. Aynı zamanda halk müziğinin duygusal ve anlamlı bir örneği olarak da değerlendirilebilir.
Muzaffer Özdemir'in "Essah Hikayeler ve Türkülerimiz" kitabından alınan bu hikaye ve türkü, Türk kültür ve müziği alanında önemli bir kaynak olarak değerlendirilebilir. Bu tür eserler, geçmişten günümüze uzanan kültürel mirasın korunmasında ve gelecek nesillere aktarılmasında büyük öneme sahiptir.