M
Modoratör
Misafir
Sokratese göre insanın erdemi nedir?
Bir bakıma Sokrates’in erdemi; iyi ve doğru olandan, gerçek cesaretten ve bilgiden yana olmaktır. Sokrates’in öğrencisi Platon da ilk dönem diyaloglarında Sokrates’in düşüncelerine tamamen katılmakta ve bu öğretiler doğrultusunda ilk sistemli siyaset felsefesini yaratmaktaydı.Sokrates e göre ahlakın temelinde hangisi vardır?
Akıl ve bilinç sahibi bir varlık olarak insanın amacı erdemli olmaktır. Sokrates’in ahlâk anlayışının temelinde erdem (arate) düşüncesi yatmaktadır. İnsan mutlu olmak istiyorsa erdemli olmalı, erdemli yaşamalıdır.Sokrates e göre iyi ve kötü nedir?
Sokrates e göre iyi ve kötü nedir?Erdem insanın kendini bilmesiyle ortaya çıkan, yaşamı daha iyi hale getiren ve bizi mutlu kılan bilgidir. Bu nedenle Sokrates “kendini bil” sözünü söylemiştir. Kişi kendisini tanımadıkça, kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilemez. Sokrates’e göre ahlak; amacı iyi ve iyilik olan bir düşüncedir.
Sokrates e göre iyi nedir?
İyiliğin ölçütünü erdemlilik olarak koyan Sokrates, ”erdeme sahip olan herkes bunu tanrıdan almıştır” derken de bu savunmasını desteklemektedir. İnsanları iyi diye nitelendirebilmemize imkan veren şeyin erdem olduğunu söyleyen Sokrates, iyi olanın yararlı ve dolayısıyla erdemin de yararlı olduğunu ifade etmektedir.Erdemi temel alan filozoflar kimlerdir?
Sokrates, Platon, Aristoteles felsefi etkinliklerinin önemli bir bölümünü erdem konusu üzerine yürütürler.Entelektüalist ahlak anlayışı neyi esas alır?
Entelektüalist ahlak anlayışı neyi esas alır?Sokrates için bilgi doğru eylemlerin gerçekleştirilmesinin tek yolu olduğu için iyidir. Bu bilgi insanın doğasını, mutluluğunu konu alan bilgidir. Bu ahlaki bir varlık olarak insanın bilgisi, insan hayatının anlamının bilgisidir. Felsefe tarihinde bu ahlaki görüşe “entelektüalist ahlak” denir.
Dolayısıyla Sofistler özetle, bilginin göreceli olduğunu, ancak yararlı olması bakımından bir değer taşıdığını, ahlaksal, dinsel, hukuksal değerlerin, herkes için geçerli nesnel nitelikten yoksun olduğunu savunmuşlardır.
Bu görüşü bir varsayımdan kurtaracak şey ise, her şeyin temelinde Varlık denen bir şeyin olduğu ve onun gerçek olduğudur. Bu Varlık’ın akılsallığa aykırı olmama kaydıyla aklın da üstünde olduğu ve sonuçta iyi veya iyiliğin kendisi olduğuna inanmaktan geçer.